DİĞER
"Kürtçe, Türkçe ve dünya dillerinden metinlerin/yazarların/temaların karşılaştırmalı değerlendirilmesi, temsil imkânı kısılmış dillerin edebiyatlarının öne çıkarılması, bu iki bağlamda çok dilli edebiyat, çeviri ve çevirmenlik deneyimi, edebiyatın toplumsal meseleleri anlamlandırmak konusunda taşıdığı potansiyel ve eleştirinin olanaklarıyla konuşmak..."
"Tarih genellikle tümel söylemlerden oluşur. Tümel bir söylemden özgün, dolayısıyla da tekil bir söylem geliştirmek, Thomas Mann’ın deyişiyle, 'anlatının şölenleştiği' romanı roman, daha geniş bir deyişle, sanat yapıtını sanat yapıtı durumuna getiren başlıca niteliktir. Sanat 'tarihsel gerçekliği' görgül biçimiyle yansıtmaz; onu biçimlendirir ve böylece tarihsel gerçekliğe estetik nitelik kazandırır."
"Romandaki tarih malumatı eksikliğinden doğan sorunlar sadece Osmanlı geçmişine özgü değil. Fazla söz konusu olmadığı için Batı tarihine ilişkin genellemeler gölgede kalmış, ama bence son derece çarpıcı... Girişinde üç ciddi tarihçinin övgüsüne mazhar olan kitap ne roman olabilmiş ne de tarih."
Zülfü Livaneli: "Bu romanda dengeyi kaçırmamaya çalıştım. Az ve öz bir anlatım olmasına gayret ettim. Yazdığım bazı bölümleri sonradan çıkardım. Bir de anlatıyla arama mesafe koymaya uğraştım. Zaten konu ağır, dram halindeki insanı anlatıyorum; bir de duygusallık katsam melodram olurdu."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
Yine Düşünce Özgürlüğü Yine Türkiye: 1995'te yayımlanan kitaba bakıldığında o zamanlar çok daha umutlu bir havanın estiği görülebiliyor. Çeyrek yüzyıl sonra bu derlemedeki eleştiriler keşke güncelliklerini kaybetmiş olsalardı...
Zülfü Livaneli: İkinci Dünya Savaşı’nda şimdi bizim gidip gıpta ile seyrettiğimiz Avrupa şehirleri yanıyordu. Biz o zamanlar burada rahattık, ama şu an tam tersi...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık